“Cesedimin gömüleceği bir ağaç gölgeliği bile bulunmaz burada, kanımın süzülüp aktığı kaldırım taşları yüzünü buruşturacak, bir kova su dökecekler oraya, izime bile tahammülü kalmayacak kimsenin. Kocaman dünyada işgal edeceğim yere sığmam için kolumu önceden kesmişlerdi zaten. Sonunda bedenim de temizlendi. Oysa herkes incinirdi biraz eli havada kalınca, bu yüzden kimseye elimi uzatmadım. Sıkılmış bir elim olması yetmişti, fazlası zaten bana göre değildi. Bir isim, bir rakam, bir eşya, bir nefe ...