Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler, çocuklar hatta kundaklarına sarılı bebeklerden oluşuyordu
bu esrarengiz topluluk. Hiçbiriyle göz teması kurmadan yanlarından geçiyordum ama birilerini
tanıyor muyum diye bakmaya çalışıyordum ara sıra. Reşat Ağabey’e dönüp neden toplandı bu
insanlar, diye sordum korkuyla. Ezan okuyacağın için, dedi tebessüm ederek. Kafamın içinde o
kadar felaket ihtimali dönüp durmuştu ki adamın yüzüne yerleşen tebessümü dahi fark
etmedim. Neden ...